Geminin Sahibi de Sorumluluk Altında

Yalı kazasından sonra gözler meydana gelen zararı kimin karşılayacağına çevrildi. Zarar için öncelikle sigorta şirketinin devreye gireceği belirtilirken, yüksek bir zarar çıkması halinde gemi sahibinin de sorumlu olacağına dikkat çekiliyor.

Dünyanın önemli deniz geçiş noktalarından biri olan İstanbul Boğazı geçtiğimiz Cumartesi günü yine büyük bir tehlike atlattı. Malta bayraklı “Vitaspirit” adlı kuru yük gemisi iddiaya göre Kanlıca önlerinde makinesinin tamamen durması sebebiyle Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı’na çarpmış, kazanın ardından yalıda büyük.

Sigorta Medya olarak zararın karşılanması için nasıl bir yol izleneceğini konunun uzmanlarına sorduk. Oto Dışı Sigorta Eksperleri (ODSED) Başkanı İlter Mutlu Türk, çarpma sonucunda oluşan zararın ilk karşılayıcısının gemiyi sigortalayan İngiliz UK P&I Club olduğunu söyledi. Poliçede yazandan daha büyük bir zararın oluşması halinde ise geminin bağlı bulunduğu şirketin kapısının çalınacağını belirten Türk, “Geminin P&I Sigortası, maddi manevi kayıpları poliçe limitine kadar karşılayacaktır. Geminin 225 m olduğu dikkate alındığında milyon dolar seviyesinde bir limit olduğunu düşünüyorum. Ancak yetmeyebilir. Kalanı gemi sahibi tarafından karşılanacaktır” dedi.

Yalının yüzde 85’i ağır hasarlı

Yalıda oluşan hasarla ilgili de bilgi veren Türk, şunları söyledi: “Hasarlı yapının fotoğraflarını incelediğimizde yapının Bağdadi denilen tipte olduğunu görüyoruz. Kırılıp parçalanan kesitlerden yapının iç kısmının orijinalliğinin mümkün olan en üst seviyede korunduğu ve çok iyi durumda olduğu anlaşılıyor. Öte yandan 1978 yılında, çürüyen ön cephenin tamamen yenilendiğini biliyoruz. Keza rıhtımı da 80’lerde yapılmış. Yapı 3, 2 ve 1 katlı üç farklı bölümden oluşuyor. Çarpma nedeniyle yapının 3 ve 2 katlı bölümü tamamen hasarlanmış durumda. Tek katlı bölümün de yarısı çarpmadan tamamen etkilenmiş. Genel itibariyle yapının yüzde 85’inin ağır hasarlı olduğunu söyleyebiliriz. Giriş kat döşemesi binadan ayrılmış. Öyle sanıyorum ki yıkılması gerekecek. Kazada veya yapılacak yıkım esnasında zarar görmeyen yapı elemanları yeniden kullanılabilir. Ancak maalesef eskisi gibi olmayacaktır. İlk hedef hasar görmemiş veya az hasarlı eşyaların kurtarılması olacaktır.”

“Kasıt var diyemeyiz”

Olayda kasıt olduğunu düşünmediğini dile getiren Türk, şöyle devam etti: “İnsani bir kusur veya mekanik bir kusurun doğru yönetilememesi şeklinde bir kusur söz konusu olabilir. Bunu bu olayın özelinde değil genel olarak söylüyorum. Bu arada kusur veya kasıt olsa bile hasar P&I sigortası kapsamında karşılanır. Dümen kilitlenmesi (sıkışması), dümeni kontrol eden hidrolik makinaların arızalanması veya elektrik beslemesi alamaması sonucunda, nadiren de geminin denizcilik özelliklerinden kaynaklanabilir. Geçen yıl da Ambra adlı bir gemi Arnavutköy Sahili’ne çarpmak üzereyken son anda durdurulmuş, benzer şekilde “Nurettin Alptoğan” vapuru, dümeni kilitlendiği için “Paşabahçe” adlı vapura çarpmıştı.”
Sigorta şirketi, USS’ye sığınamaz.

Türk, geminin sigorta şirketi olan İngiliz UK P&I Club’ın zarar bedelini ödememek için Türkiye’nin de imzaladığı Uluslararası Sorumluluğu Sınırlandırma (USS) antlaşmasına sığınamayacağını belirterek, “USS anlaşması kapsamında ödeme reddi için öngörülemeyen bir kayıp oluşması gerekir. Oysa burada böyle bir durum yok” açıklamasını yaptı.

Rakam, beklenenden fazla çıkar

Sigorta Medya olarak başka bir görüş almak üzere Türkiye’de uluslararası deniz kazaları hasar uzmanına da başvurduk. Ancak uzmanımız, isminin ve firmasının açıklanmasının etik olmayacağını belirterek şunları söyledi: “Tabii ki hasarı gemiyi sigortalayan İngiliz UK P&I Club şirketi karşılayacak. Ancak bu kaza normal bir rıhtım kazası değil. Özel bir kaza. Rakam, beklenenden fazla çıkacaktır. Bu tip durumlarda İngiltere’de şöyle bir uygulama yapılıyor. Geminin mali mesuliyet sigortacısı UK P&I Club, İngiltere’nin önde gelen firmalarından ve kooperatif usulüyle çalışıyor. Yani, rakam şirketin ödeyebileceğinden fazla çıksa bile diğer sigorta şirketleriyle oluşturduğu havuzdan bu rakam karşılanacaktır.”

Gemi işletmecisi açıklama yaptı

Geminin işletmecisi Vita Management S.A, olayın sebeplerinin tüm yönleriyle araştırılması konusunda kararlı olunduğunu bildirdi.

Konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamada, Vita Management S.A’nın işletmecisi olduğu “Vitaspirit (DWT 74269)” adlı gemisinin Rusya’dan Mısır’a doğru seyir halindeyken İstanbul Boğazı’nda bir yalıya çarpmasından üzüntü duyulduğu belirtildi. Kılavuz kaptanın da hazır bulunduğu geminin, ana makinesinde meydana gelen sorun neticesinde rotasından saparak tarihi bir yapıda hasara yol açtığı ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Vita Management S.A olarak bu talihsiz olay nedeniyle derin bir üzüntü duyduğumuzu belirtmek isteriz. Olaydaki en büyük tesellimiz ise herhangi bir yaralanma veya çevresel kirliliğin yaşanmamış olması. Bu vesileyle söz konusu olay esnasında yardımlarını esirgemeyen Türk yetkililerine içten teşekkürlerimizi sunarken, olayın nedenlerinin tüm yönleriyle araştırılması konusundaki kararlılığımızı da ayrıca ifade etmek isteriz. Olay yerinden kendi imkanlarıyla ayrılan Vitesipirit, bir sonraki talimata kadar Marmara Denizi’nde demirli vaziyette beklemektedir.”

Ailenin avukatı: Hukuki süreç devam ediyor.

Ailenin avukatı Nazlı Selek ise “İçeride tarihi değeri olan eşyalar var. Yapının kendisi de birinci sınıf tarihi eser. Anıtlar Kurulu’ndan izin alınmadan içeriye giremiyoruz. Bazı eşyaları da çıkarmak mümkün olamıyor. Oradan herhangi bir eşya çıktığı zaman yapının aniden çökme riski söz konusu. Hatta binayı kuvvetli dalgalar da sarsıyor” diye konuştu. Selek, hukuki süreci takip ettiklerini, sorumluların cezalandırılması için gerekli işlemlerin yapıldığını dile getirdi.